Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

29 Haziran 2012 Cuma

Balotelli Barçalı Çıktı


Sene 2006; Mario 15 yaşında,İtalya'da Lumezzane'de oynarken üvey abisinin girişimleriyle denenmek üzere Barcelona'ya gitmiş ve Barcelona C takımıyla çıktığı 3 maçta 8 gol atmış fakat,Mario'nun vatandaşlık durumu konusundaki belirsizlik sorun yaratmış.18 yaşına kadar Gana vatandaşı sayılan Mario; İtalyan pasaportunu 18 yaşında alabilmiş.

Pirlo ve Diğerleri



 Almanya açık ara favoriydi ama işler öyle gelişmedi.4-2-3-1 sisteminden vazgeçmişti Löw;bunun nedeni İtalya'daki 4'lü orta sahayla mücadele edebilmek içindi.Müller'in yerine Kroos'u koyarak orta sahayı ele geçirmek istedi ama olmadı.Pirlo'nun önderliğininde İtalya orta sahası almanların işini bitiren etken oldu.Diğer bir yandan Cassano çok iyi bir performans sergiledi,çok önemli ameliyatlar geçirmesine karşın.Maçın adamı "Süper Mario" Balotelli'ydi; iki tane usta işi gol attı.Kendisine yapılan eleştirilere ve kışkırtmalara en büyük cevabı verdi.Kaleye gelirsek kalede bir efsane vardı;tam anlamıyla devleşti kalesinde.Neuer gibi riskli işlere girmeyip sadece yapması gerekeni yaptı.Kalede olmasına rağmen takımı geriden çok iyi ateşledi.Almanya cephesinden Mario Gomez vasattı.Adaşı Mario Balotelli'nin performansına ulaşamadı.Schweintseiger bildiğimiz Schweintseiger değildi.Mesut elinden gelen çabayı gösterse de yeterli olamadı.Löw atak yaparak İtalyanları devirmek yerine orta sahayı ele geçirmek istedi ama işler tersine döndü.Olaya diğer kulübeden bakacak olursak Prandelli gerçeğini görebiliriz.Çok iyi bir sistem oturttuktan sonra takımda çok önemli değişikler yaptı,bunun yanında maç esnasında da çok iyi hamleler yaparak takımı buralara getirdi.Almanlara karşı orta sahayı ele geçirerek onları durdurmayı başardı.Kontradan o kadar çok pozisyon buldular ki 4-5 olabilirdi maç.Şimdi sırada Pas ustası İspanya var.Portekiz maçındaki gibi oynarsa İspanya;İtalyanların işi oldukça kolaylaşır.Final maçı küçük çaplı bir orta saha savaşı gibi olacaktır.İspanya'da 5 bazen 6,İtalya'da 4 orta saha oyuncusunun olduğunu düşünürsek; orta sahayı ele geçiren kazanır.


Kaleci mi? Golcü mü?


Beşiktaş'ın yeni kalecisi Robinson'un 73 metreden attığı gol.


 33 yaşındaki Robinson İngiltere'nin kalede sorun çektiği dönemlerde 41 maça çıkmış bir kaleci.Blackburn'de  geçen sezon oldukça kötü bir performans sergileyip 34 maçta 71 gol yedi.Altın çağını Tottenham'da yaşadı.Daha iyi bir kaleci alınabilirdi mesela Serkan Kırıntılı ya da Sehic.

28 Haziran 2012 Perşembe

Euro 2012: Hücum Savaşları


 Turnuva'da güzel futbol oynayan takımların başında gelen bu iki takım final için bütün kozlarını kullanacak bu akşam.Savunma olarak iyi performans sergileyen İtalya bunun yanında hücum yapmasını da bildi.Buraya kadar hak ederek geldiler;Prandelli takıma yeni bir heyecan getirdi.Golü düşünen,pas yapan,yeri geldiğinde kapanan ve kontra yapan bir takım oldular.Turnuvaya 3-5-2 yle başlayıp sonradan 4-4-2 ye döndüler.Bu değişim onları fazla etkilemedi.4-4-2'deki orta saha 4'lüsünün hepsi orta sahanın ortasında oynuyor.Bunun içinde sağ kanat komple Abate'ye sol kanatta komple Balzaretti'ye kalıyor.Hücum yaparken 2-6-2 gibi oynuyorlar.Pirlo defansa yakın olarak oynarken diğer ikili orta sahanın fizik yükünü çekiyor bunlar genellikle Marchisio ve De Rossi oluyor.Hücumla bağlantıyı Montolivo kuruyor,Balotelli ve Cassano'yu besliyor.Bu akşam Chiellini ve De Rossi'nin oynamama durumu var, bu iki oyuncuda takımın iskeletini oluşturuyor Pirlo'yla birlikte.Eğer 11'de olmazlarsa İtalya'nın işi zorlaşacaktır.Kulübeden gelecek Giovinco,Diamanti ve Di Natale gibi oyuncular katkı sağlayabilecek potansiyelde oyuncular.İtalya özellikle İngiltere maçında oynadığı güzel futboldan sonra bu akşam her türlü sürprizi yapabilecek seviyede bir takım ama karşılarında makine gibi bir takım var ve eleme gruplarından buraya gelene kadar bütün maçlarını kazandılar.


 Almanya müthiş bir jenerasyon yakaladı; yedeklerden bir takım kursak Çeyrek finali zorlardı.Kadro olarak kusursuzlar.Oyun olarak da öyle dersek yanlış olmaz.Mesut gibi bir pas sanatçısının oynadığı,Gomez gibi bir golcünün olduğu,27 yaşında 100. milli maçına çıkan Podolski'nin oynadığı,Müller gibi her kulvarda gol atma başarısını gösteren bir oyuncunun olduğu bir takım.Orta sahada Khedira ve Schweinsteiger ikilisi adeta bir dinamo gibi işliyor.Takımı 90 dakika boyunca hücuma çıkarıyor ve aynı şekilde defansa gerekli yardımı yapıyor;iki yönlü orta saha için en büyük örnek bu ikili.Defans da ise iyi bir 4'lü yakalandı.Lahm yılların verdiği tecrübeyle takıma liderlik yapıyor.Stoper olarak Hummels dört dörtlük oynuyor yanındaki Badstuber'le çok iyi bir ikili oldular ve 10 sene birlikte oynayabilecek kadar da gençler.Sağ bekte fizik gücü yüksek Boateng'in oynamama ihtimali var.Onun yerine oynayan Bender de sırıtmıyor.Gelelim Pizza olayına;aşağıdaki resimde göründüğü gibi İtalya'yla ilgili bir goy goy yapılmış.Yunanistan'a yapılan alaycı olaylardan sonra bu hafif kalmış.Bakalım Almanlar haklı çıkıp pizzayı kesebilecek mi? Yoksa Pizza boğazlarında mı kalacak? İzleyip görelim..






27 Haziran 2012 Çarşamba

Euro 2012: Pas savaşları




 Ülkemizden "yeniköy kasabı" diye kovduğumuz Del Bosque İspanya'yla son Dünya kupasını kazandı ve şuan da Avrupa Şampiyonası yarı finalinde.Ülkesinde de yavaş yavaş eleştirilmeye başlandı.Soldado ve Muniain gibi oyuncuları çağırmaması ve takıma 4-6-0'ı oynatması en büyük etken.David Villa sakatlanmasaydı bunların hiçbiri konuşulmayacaktı aslında.Ama David Villa geçirdiği ağır sakatlıktan sonra Euro 2012'ye yetişemeyince iş buraya kadar geldi.Ellerinde Villa gibi pasa dayalı oyuna yatkın bir golcü yok; bunun içinde güven vermeyen Torres'in yerine "Sahte 9" Fabregas'ı tercih etti.Gelin görünki Fabregas ileride bir forvetin verebileceği katkıyı veremiyor.Fabregas'ın kendisi de memnun değil bu durumdan ama kendi pozisyonundaki şişkinlik nedeniyle yedek oturmak yerine forvette oynamayı kabul ediyor.
 4-6-0 için pas çılgınlığı dersek yanlış olmaz.Maç boyunca pas yaparak rakibin gardını düşürüyorlar.Topun peşinden bir oraya,bir buraya koşan rakip takım oyuncuları yavaş yavaş oyundan düşmeye başlıyor ve o anda devreye Torres giriyor.Oyuna giren Torres muhteşem orta saha gücüyle birlikte çok sayıda pozisyona sokuluyor atabildiklerini atıyor.Fabregas'ın görevi Torres girene kadar çakma forvet oynayarak rakibi yormak ve dengesini bozmak diyebiliriz.Bu sistem iyi mi kötü mü tartışılır ama kötü olsaydı buraya kadar nasıl gelirlerdi o da bir soru işareti.
 Gelelim Portekiz'e; Takımdaki uç forvet sorunu bir türlü çözülemedi.Pauleta ve Nuno Gomes'den sonra bir türlü o boşluğu dolduramadılar.Brezilya'lı Liedson'u devşirip oynattılar ama olmadı ve miladını doldurdu.Bu turnuvada ise Kötünün iyisi gibi duran Postiga'yı oynattılar ama Postiga'da sakatlandı, ellerinde sadece Almeida ve Nelson Oliviera kaldı.Bu akşam Almeida 11 de olacak.Fiziği ve hava hakimiyetiyle İspanya defansını bozmaya çalışacak.Arkadan gelen Ronaldo ve Nani'ye boşluk yaratmaya çalışacak.Şüphesiz takımın en önemli oyuncusu Ronaldo ve kilit isimde o olacak.Bu turnuvada çok konsantre ve hırslı,galibiyet için elinden geleni yapıyor.Hep golü düşünüyor eğer Portekiz bir başarı yakalarsa bu Ronaldo sayesinde olacak.
 Portekiz'in kaderini belirleyecek mevki orta saha olacak.Moutinho-Meireles-Veloso üçlüsünün işi çok zor bu akşam.Karşıların bir pas makinesi olacak.Topu kazanıp o baskıyı aşarak topu ileriye taşımaları gerekecek.Bu potansiyel bu üçlüde var ama işleri çok zor.Defans da Pepe-Alves ikilisi oldukça sertler ve kademe olarak da iyiler.Beklerde Coentrao turnuvanın şu ana kadarki en iyi sol beki bence.Joao Pereira'da belli bir ortalama yakaladı.İki takımda elinden gelen çabayı sergileyecek,İspanya her maçta olduğu gibi pas yüzdesini eline alacak;bakalım Portekiz bu pas kilidi açıp yoluna devam edebilecek mi?



26 Haziran 2012 Salı

"Zizou" ve "Pinturicchio"


Yıl 2000: İki "Efsane" yan yana kendi Milli takım formalarıyla

Mario ve Kardeşi Enoch

 Gana'da doğup İtalya'da büyüyen Enoch Balotelli; Abisi Mario Balotelli'yle birlikte Euro 2012 kampına gelmiş.Abisi gibi futbolcu olan ve Forvette oynayan Enoch en son Stoke City'le antremanlara çıkıyordu.İmaj olarak Abisiyle hemen hemen aynı imaj da olması dikkatleri üzerine çeken Enoch'un; idolü Abisi gibi görünüyor.

Mario

Enoch



25 Haziran 2012 Pazartesi

Yugoslavya Dağılmasaydı?


Yugoslavya eğer dağılmayıp varlığını ve bütünlüğünü sürdürseydi karşımıza nasıl bir 11 çıkardı? Hocası kim olurdu? İşte onun cevabı:


Handanovic(Svn)


Srna(Hrv) Subotic(Srb) Vidic(Srb) Kolarov(Srb)


Krasic(Srb)  Jovetic(Mon) Modric(Hrv)  Ilicic(Svn)


Vucinic(Mon) Dzeko(Bıh)



Teknik Direktör:John Benjamin Toshack(Mkd)



"Ronaldo Düşmanlığı"



 Ronaldo'ya çoğu zaman yapılan; Messi ile kıyaslanıp protesto edilme olayı bu kez pankartla karşımıza çıktı.
Genelde sözlü olarak "Messi" diye bağırarak tahrik eden rakip taraftarlar bu sefer karşımıza Çek Cumhuriyeti-Portekiz maçında çıktı.Çek taraftarlar Ronaldo’ya Hollanda maçında attığı 2 golü kastederek   “Messi hâlâ daha iyi" diyerek kızdırmaya çalışsalarda Ronaldo yine golünü attı.
 Ronaldo-Messi tartışması ve kıyaslaması artık kabak tadı verdi ikisi de çok iyi;bunun keyfini çıkarsak daha güzel olmaz mı...

19 Haziran 2012 Salı

Adam gibi Adam; Reto Ziegler



 Andre Santos gittikten sonra sol bek pozisyonu için acil bir oyuncu ihtiyacı vardı.Adı Trabzon'la anılan Reto Ziegler çıktı geldi bir anda.Şampiyonlar ligine giden Trabzon'u reddedip Fenerbahçe'yi seçmişti.2010-2011 sezonunda Sampdoria'nın küme düşmesine rağmen iyi bir performans sergileyen Ziegler sezon sonunda Juventus tarafından bedelsiz transfer edilmişti.Kadroda ki şişkinlik nedeniyle kiralık gönderildi.Ziegler'i İtalya'dan bildiğimiz kadarıyla duran toplara iyi vuran,güçlü,defansif ve ofansif özellikleri standart bir sol bekti.Juventus da kısa bir süre kalmasına rağmen hazırlık maçında gol bile atmıştı.Fenerbahçe'de önünde Stoch gibi defansif katkısı az olan bir oyuncunun olmazı Ziegler'in işini zorlaştırdı.




 Andre Santos gibi ofansif yönü kuvvetli bir oyuncunun ardından gelen Ziegler beklenen performansı gösterememesine rağmen sırıtmadı.Bu arada İsviçre'de 2011 yılının futbolcusu seçildi.Süper Final'e kadar golle tanışamadı.İlk ve tek golünü Türk Telekom arena'da Galatasaray'a atarak galibiyeti getirdi.1 golün yanına 6 da asist ekledi ki hiç fena değil.Hasan Ali'nin Kayserispor'la çıktığı 76 maçta hiç gol atamayıp 3 gol attığını düşünürsek Ziegler aslında iyi bir sezon geçirdi tek handikapı Santos'un ardından gelmesiydi.Hiç görüp tanımadığı Aziz Yıldırım'ın ziyaretine gitmesi, Lefter'in tabutunu en önde taşıması,sahada gösterdiği çalışma ve azimle Fenerbahçe'lilerin gönlünü kazandı. Juventus'da düşünülmüyor ve büyük bir ihtimalle takımdan gönderilecek.Ama Fenerbahçe taraftarı onu hiç unutmayacak yolun açık olsun Reto...

17 Haziran 2012 Pazar

Euro 2012: A grubu değerlendirmesi



 Öncelikle zevk ve heyecan açısından çok iyi bir grup oldu.Rusya tartışmasız favoriydi ve beklentileri karşılayarak başladı.Çek'leri flaş bir skor ve oyunla 4-1 yendiler.Ardından ev sahibi Polonya'yla berabere kalarak kafaları karıştırdılar.Her şey üçüncü maça kalmıştı ama çoğu kişi Yunanistan'a şans tanımıyordu.Fakat işler öyle gelişmedi; Yunanlılar kazanmasını bildiler ve averajla gruptan çıkmayı başardılar.

 Ev sahibi Polonya'nın cephesinden bakarsak tecrübesiz,yıldız oyuncu sayısı az olan ve takım olabilirlerse gruptan çıkmaları beklenen bir takım görünümü vardı.İlk maça fırtına gibi başladılar 1-0 öne de geçtiler ve rakip de on kişi kaldı.Ama Yunanistan tecrübesiyle skoru 1-1'e getirdi.Daha sonra Polonya'da on kişi kaldı ve Yunanistan penaltı kazandı ama golle sonuçlanmadı ve maç berabere bitti.İkinci maçta rakip fırtına gibi esen ve aralarının pek iyi olmadığı Rusya'ydı.Rusya'ya karşı fena oynamadılar ve beraberlikle ayrıldılar.Son maç ise Çek'lerle final maçı niteliğindeydi.İyi oynadılar dersek yanlış olmaz ama tecrübe eksikliği ve son vuruşlardaki zayıflıktan dolayı Tecrübeli Çek Cumhuriyeti kontra atakdan bulduğu golle çeyrek finalin yolunu tuttu üstelik hiçbir forvet oyuncusu gol atmamasına rağmen.Baros en çok süre alan golcüydü fakat hiç varlık gösteremedi.Pekhart da sonradan girip birşeyler yapmaya çalıştı ama gole ulaşamadı.

 Yunanistan'ın bu turnuvada 2004 başarısını tekrar edemeyeceğini ve gruptan bile çıkmalarının zor olduğunu birçok kişi söylüyordu.Kadroda tecrübeli ve deneyimli oyuncu sayısı oldukça fazlaydı.Bu özellikleri sayesinde Polonya karşısında 1 puanı almayı başardılar ama aynı sistem Çek'ler karşısında işlemedi ve mağlup oldular.Son maçta grubun favorisi Rusya'yı 2004'deki oyunun bir benzeriyle yenmeyi başardılar ve büyük bir işe imza attılar...